14 Eylül 2009 Pazartesi
Hayat Dersi.
2 Eylül 2009 Çarşamba
KORTIZON
1. Kortizon Nedir ?
2. Hangi Sürelerde Kullanılabilir ?
3. Hangi Durumlarda Kortizon Kullanılmalıdır ?
4. Kortizon Kullanımında ki dozajı ne belirler ?
Kortizon; Aslında vücudumuzda bulunan ve böbrek üstü bezleri tarafından salgılanan bir hormondur. İstirahat halindeki normal bir insanın vücudunda, 24 saatte yaklaşık 15-40 mg. kortizon üretilir. kortizon üretimi şişmanlarda yüzde 50 oranında daha fazladır.
Vücudun bu kendi kendine kortizon üretimi doğumdan sonraki üçüncü haftada başlar ve ölünceye kadar devam eder. Kortizonun eksik imal edilmesi veya hiç çıkmaması durumlarında , dışardan kortizon verilir..( tıpkı şeker hastalarında dışardan insülin verildiği gibi )
Kortizon kullanımında yapılan en büyük yanlışlar şunlardır :
Daha düşük dozların yeteceği olaylarda yüksek dozların kullanılması hatası çok sık görülmektedir. Hastalarda laboratuvar bulguları ve klinik bulgular yoklanarak, sadece gereken doz ayarlanmalıdır. Kitap şemalarına uymaktan çok, o hasta için uygun dozlar aranarak bulunmalıdır. Kesilmesi aşamasında da, kortizonu azaltarak bırakmak yerine aniden kesmek yanlıştır. Hastanın buna çok dikkat etmesi, doktorunun önerilerini uygulaması gerekir.
Kortizon, hastalığın şiddetine göre, doktar tarafından sürekli izlenilerek, yerinde ve belirli miktarlarda alınmadığında ciddi ve geri dönüşü olmayacak hastalıklara yol açabilmektedir. Kortizon fazla kullanıldığında, obezite (aşırı şişmanlık), kemik erimesi gibi hastalıklara yol açabildiği gibi vücudun hormonal dengesini de bozabilmektedir. Hangi durumlarda , ne kadar süreyle ve ne kadar dozda kortizon kullanılması gerektiğini hekim belirler. Kortizon iki ucu keskin kılıç gibidir.. Hayat kurtarıcı yegane tek bir ilaç olduğu gibi , yanlış kullanıldığında ağır yan etkilere neden olur. Örneğin penisilin allerjisi gibi anaflaktik şok’ta hastayı kurtaran yegane tek ilaç , kortizondur.. kortizon verilmediği taktirde dakikalar içerisinde hasta kaybedilir..
Kortizonun kullanıldığı yerler Kortizon, romatizmadan, zehirlenmelere, yüzlerce hastalığın tedavisinde kullanılıyor. Öyle ki bazı hastalıklarda ve şoklarda kortizon olmadan olmuyor.
1) Romatizmal hastalıklar Romatizma, her yaşın hastalığı. Erken teshis edildiğinde ve tedavisi doğru şekilde uygulandığında, kolayca iyileştirilebiliyor. Çoğunlukla çocuklarda ve gençlerde görülen, eklemlerde başlayıp zamanında tedavi edilmeyen romatizmanın kalbe vurma olasılığı çok yüksek. Romatizmal hastalıkların vazgeçilmez ilacı ise kortizon.
5) Tümör tedavilerinde Çağın en sevmediğimiz, çoğu zaman ismini anmaktan bile nefret duyduğumuz hastalığı kanser kuşkusuz. Bilim adamları kanser tedavisi konusundaki çalışmalarını hızla sürdürüyorlar. Kanser hastalarının bir bölümüne “kemoterapi”olarak adlandırılan ilaç tedavisi uygulanıyor. Ameliyat edilemeyecek kadar ilerlemiş kanserlerde ise, kemoterapiye destek olmak ve radyoterapi reaksiyonlarını zayıflatmak için kortizon kullanmak çoğunlukla tek çare olupor.
6) Karaciğer hastalıkları Karaciğerin artık tamamen iflas ettiği komalarda, ilerleyen siroz vakalarında ve virüslerin neden olduğu öldürücü karaciğer iltihaplanmalarında kortizon çoğunlukla vaşvurulabilecek tek çare.
7) Böbrek ve idrar yolu hastalıkları İdrardan yüksek miktarda protein atılmasına ve vacutta yaygın şişliklere neden olan nefrotik sendromlarda kortizon kullanımı genelde şarttır. Hastalık çoğunluk çocuk yaşta görülüyor ve tedavinin asıl şartı da geç kalmamak.
8) Kalp-damar hastalıkları Kalbin zarı, kası ve iç tabakasının tutan iltihaplı durumlar ile alerjik ve bağışıklık sistemi ile ilgili, tıkamaya yol açan tipteki damar hastalıklarının tedavisinde de kortizon kullanılır.
9) Hormonal hastalıklar Tiroid bezinin aşırı çalıştığı durumlarda bazen son derece kritik krizlerle karşılaşılır. İşte bu durumlarda kortizon yine tek çaredir. Ayrıca böbrek üstü bezinin ani yetmezliği sonucu ortaya çıkan “Addison” hastalığında da kortizonun hayat kurtarıcı rolü vardır.
10) Sinir sistemi hastalıkları Sinir köklerinin alerjik, ani ve iltihaplı hastalıklarında, bazı özel vücut felçlerinde, yüz felçlerinin başlangıç döneminde ve Multiple Skleroz hastalığında da kortizon kullanmak gerekiyor. Beyinde damar tıkanıklığı ile gelişen felçlerin başlangıç dömeminde, beyin basıncının arttığı durumlarda veya beyinde ödem olduğu zaman da kortizon tedavisine başvuruluyor.
11) Zehirlenmeler, sıcak çarpmaları Zehirlenmelerde çoğunlukla durumun nedenini anlamaya zaman yoktur. Acilen zehirlenmenin sonucu olarak ortaya çıkan reaksiyonun ortadan kaldırılması gerekir. Bunun için de kortizona uygulanır. Sıcak çarpmasına bağlı olarak görülen komalar ve soğuktan donmalarda da böbrek üstü bezi iflasa doğru gittiği için kortizon kullanmak gerekiyor.
12) Göz hastalıkları Bazı göz hastalıklarının tedavisinde de yine kortizon karşımıza çıkıyor.
13) Şoklar
Yan etkileri ise :
1- Gelişme bozukluğu
2- “Aydede yüzü” olarak tarif edilen bir çehre oluşması
3- Vücudun kimi bölgelerinde normal dışı şişlikler ve gövdede yağlanma görülebiliyor.
4- Adele zayıflığı,
5- Kan basıncında yükselme,
6- Kemik erimesi,
7- Seksüel ve psikolojik bozukluklar
8- Ciltte kıllanma, çizgilenme,
9- Adet bozuklukları,
10- Tiroid fonksiyonlarında ve erkeklerde testisler üzerinde bazı olumsuz etkiler.
Kortizon Hastalığı nedir - belirtileri nelerdir.
Kortizon, böbrek üstü bezinin kabuk bölgesince salgılanan, iltihaplanma önleyici özellikleri olan hormondur.
Kortizon, hastalığın şiddetine göre, doktor tarafından sürekli izlenilerek, yerinde ve belirli miktarlarda alınmadığında ciddi ve geri dönüşü olmayacak hastalıklara yol açabilmektedir. Kortizon fazla kullanıldığında, obezite (aşırı şişmanlık), kemik erimesi gibi hastalıklara yol açabildiği gibi vücudun hormonal dengesini de bozabilmektedir.
O zaman bile kortikosteroidlerin istenen aktivitelerine istenmeyen yan etkilerin eşlik ettiği saptanmıştır. Zamanla kişiler kortikosteroidlerin kullanımınının hedefe yönelik olmasına çabalamış ve ayrıca kullanımlarını sınırlandırarak yan etkilerden olabildiğince nasıl uzak kalınacağını öğrenmişlerdir.
Kortikosteroidler ile tedavi inflamatuvar barsak hastalığı olan hastalar için de önemli bir ilerleme sağlamıştır. 1950'lerde bu hastaların yaşam beklentisi oldukça azalmıştı, çünkü hastalığın ciddi akut alevlenmeleri için hiç bir etkili tedavi bulunmamaktaydı.
Bu nedenle, pek çok genç hasta hastalıkları nedeniyle ölmekteydiler. Kortikosteroidlerin kullanıma girmesi Crohn ve ülseratif kolit hastalarının yaşam beklentilerini neredeyse normal değerlere getirmiştir. Bugün için kortikosteroidlerle ana tedavi hedefi; bu ilaçları hastaların yüksek yaşam kalitesine sahip olacakları şekilde kullanmaktır.
"Kortizon korkusu" halkta ve aynı zamanda inflamatuvar barsak hastalığı bulunan bir çok hastada yetersiz bilgi varlığından kaynaklanan ciddi bir sorundur.